07 Temmuz 2006
06 Temmuz 2006
Elbiseli, çılgın saçlı, ortancalı ortancasız BEndeniz...
2 gün sonra İzmir'e gidiyoruz. Oradan bol resim ve anı toplayarak dönmeyi umut ederek.
Bu arada annem bir kolaj hazırladı sizlere..
VE anlatmamı istedi hikayelerini.
Anlatıyorum ben de...
Birinci resim saç şeklinde son noktadır. 2 at kuyruk yapın. Bir müddet bekleyin. Açın, artık siz de çok havalısınız :)
İkinci resim: Annem bana nadiren elbise giydirir. Bu halim onun elbise ihmalkarlığı (ya da kolaycılığı mı demeli) konusunda utanç duymasını sağlamış, öyle diyor.
3. resim: Elimi yutan şey bir ortanca... VE kaafam büyüklüğünde zahir :)
4. resim. 3.'nün devamı, ancak bu harika çiçekler hakkında söyleyecek bir iki lafımız var..
Bu güzelleri sevmek değil sevmemek zordur. Annem de deli olanlarından. Şimdi bu yazıyı okurken yüzünde buruk bir gülümseme belirecek olan Ebru Teyze ile İzmir'de bir araya gelip gelip one stroke ortancalar boyamaya çalışırlarmış annemler.
KAder rüzgarı Ebru teyzeyi Antalya'ya, annemi de İzmit'e savurmuş.
Balkonunda işte bu tatlı kocakafalardan hala yetiştiriyor mudur acaba Ebru teyze? Benden önceki son yılını Ebru teyze ile ne de güzel geçirmişler, birbirlerine ne çok şey kazandırmışlar hala düşünür annem.
Annem bu şehre geldiğinde anneannem üzüntülerini biraz olsun azaltmak için demiş ki:
BAk gördün mü, sevdigin çiçeklerin kentine düştün....
Evet bu şehrin en güzel yanı koca koca ağaçları ve ortancaları.
Arka balkonumuzdan baktığımızda ve yürürken bir sürü ortanca görüyoruz.
Annem onlara bakarken kader-mucizeler-anneler ve dostlar gibi bir çok kavramı da görüyor, biliyorum :)
Bu arada annem bir kolaj hazırladı sizlere..
VE anlatmamı istedi hikayelerini.
Anlatıyorum ben de...
Birinci resim saç şeklinde son noktadır. 2 at kuyruk yapın. Bir müddet bekleyin. Açın, artık siz de çok havalısınız :)
İkinci resim: Annem bana nadiren elbise giydirir. Bu halim onun elbise ihmalkarlığı (ya da kolaycılığı mı demeli) konusunda utanç duymasını sağlamış, öyle diyor.
3. resim: Elimi yutan şey bir ortanca... VE kaafam büyüklüğünde zahir :)
4. resim. 3.'nün devamı, ancak bu harika çiçekler hakkında söyleyecek bir iki lafımız var..
Bu güzelleri sevmek değil sevmemek zordur. Annem de deli olanlarından. Şimdi bu yazıyı okurken yüzünde buruk bir gülümseme belirecek olan Ebru Teyze ile İzmir'de bir araya gelip gelip one stroke ortancalar boyamaya çalışırlarmış annemler.
KAder rüzgarı Ebru teyzeyi Antalya'ya, annemi de İzmit'e savurmuş.
Balkonunda işte bu tatlı kocakafalardan hala yetiştiriyor mudur acaba Ebru teyze? Benden önceki son yılını Ebru teyze ile ne de güzel geçirmişler, birbirlerine ne çok şey kazandırmışlar hala düşünür annem.
Annem bu şehre geldiğinde anneannem üzüntülerini biraz olsun azaltmak için demiş ki:
BAk gördün mü, sevdigin çiçeklerin kentine düştün....
Evet bu şehrin en güzel yanı koca koca ağaçları ve ortancaları.
Arka balkonumuzdan baktığımızda ve yürürken bir sürü ortanca görüyoruz.
Annem onlara bakarken kader-mucizeler-anneler ve dostlar gibi bir çok kavramı da görüyor, biliyorum :)
05 Temmuz 2006
Mürver denen, annemi mutlu eden bir ağaç....
Annecim her yıl Haziran gelse de ortalık Mürver koksa diye beklermiş, ben ne bileyim.
GEçen yıl bunu bana söyleseydi de anlamazdım, o zaman 7-8 aylık bir şeydim.
Ondan önceki yıl zaten dünyayıı bile bilmiyordum bırakınız mürveri?
NEyse,
bir baktım kadın oturmuş bilgisayarın başına tıkır tıkır bir yazı yazıyor.
NE yazıyorsun dedim,
Mürver dedi.
Ancak o yazıyı kendi sayfasına koydu.
Biliyorsunuz bu tamamen benim sayfam.
BUrada anlatmasın da nerede anlatırsa anlatsın.
Zaten adı da Anlat Anne sayfanın..
Mürver yazısını okumak isterseniz benim şekerin buraya tıklayın..
GEçen yıl bunu bana söyleseydi de anlamazdım, o zaman 7-8 aylık bir şeydim.
Ondan önceki yıl zaten dünyayıı bile bilmiyordum bırakınız mürveri?
NEyse,
bir baktım kadın oturmuş bilgisayarın başına tıkır tıkır bir yazı yazıyor.
NE yazıyorsun dedim,
Mürver dedi.
Ancak o yazıyı kendi sayfasına koydu.
Biliyorsunuz bu tamamen benim sayfam.
BUrada anlatmasın da nerede anlatırsa anlatsın.
Zaten adı da Anlat Anne sayfanın..
Mürver yazısını okumak isterseniz benim şekerin buraya tıklayın..
Elimdeki objeye dikkat...
Elimde gördüğünüz şey annemle babama göre geçen yüzyılın mouse'dan sonraki en büyük icadı :)
BEn özetleyeyim:
Bu bir çiz-boz
(isim annesi benim, heheh)
Kalemi ile çiz, alttaki düğmeyi çek resim silinsin, yeniden çiz aleti yani...
Çocuğu olan herkesin bildiğini umduğumuz bir şey işte bu.
FArkındaysanız sokaklarda bile onunlayım. VE sanırım İzmir'e giderken bile yanımızda olacak....
Çocuklu ailelere hediye alırken çiz-boz seçeneğini de hafife almayın derim.
BEn özetleyeyim:
Bu bir çiz-boz
(isim annesi benim, heheh)
Kalemi ile çiz, alttaki düğmeyi çek resim silinsin, yeniden çiz aleti yani...
Çocuğu olan herkesin bildiğini umduğumuz bir şey işte bu.
FArkındaysanız sokaklarda bile onunlayım. VE sanırım İzmir'e giderken bile yanımızda olacak....
Çocuklu ailelere hediye alırken çiz-boz seçeneğini de hafife almayın derim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)