17 Şubat 2007




Uyumak, kalıplara sığmadan,
Rutinlere uymadan..
Uyumak özgürce...
Ayakların yere basarak...
Uyumak çılgınca....
Uyumak kimse gibi,
Uyumak yalnızca kendim gibi....
Uyumak uyanık gibi
Uyumak bir Nehir gibi....


Samuray Halam buradaydı... Benim deyişimle Namunay ava yani....
Avacığım beni hediyelere boğdu.
Şu an o hediyeler arasında görülüyorum...

Benim gibi minik insanlara göre olup üzerinde annemi heyecanlandıran ama benim henüz pek iyi tanımadığım Winnie isimli bir ayı ve arkadaşlarının resimleri olan masa ve sandalye için annem ile halam epey bir didiştiler.. Alacam-alma yahu yazık gunah- hayır alacam- ay hayır alma boşver, ay yoksa alsak mı? ama yarısını ben ödeyecem- olmaaaz hepsini ben ödeyecem- yahu battın- yok yok zaten 40 yılda bir görüşüyoruz---ay iyi bari, istemeyiz ama salonun yan köşesine koy- heheheheheh
TeleTubby için de benzer didişmeler yaşandı elbette... Ve apartman topuk ayakkabılardan kar gözlüklerine her bir aksesuarları tamam olan minik bebekler ha bir de pembe yeleleri benden çok halam ile annemi büyüleyen at için de.. Velhasılı boşu boşuna bir yığın laf alışverişi yaptılar ama hepsini de aldılar... Ben bu büyükleri anlamıyorum.

Fakat cok mutluyum.
Halacım buradan sana mutlulugumu ifade etmek için şu şarkıyı yolluyorum:
R.E.M'den shining happy people (people yerine Nehir'i koyabilirsin)