28 Ağustos 2006

Çocukça şeyler işte...

BU benim ilk elma şekerim...
Tabi bundan önce iki dil atıp yerlerde yuvarladığımı saymazsak. Posted by Picasa

Acaba anneme benzedim mi?

 Posted by Picasa

su gibisi yok

BU gördüğünüz küvet ile aslında aylar oluyor ilişkilerim pek bir kötü.

Şu suyun içine altınlar konarak 40landığım 40 çıkma banyo töreninden beri nefret ettim ben banyo yapmaktan.

İtiraf ediyorum daha 1-2 aydır banyo yapmayı seviyorum.
HAtta mümkün olsa sudan çıkmayacam.

Ne akılsızmışım meğer... Posted by Picasa

Sukuşu Nehir

BEn bir havuz kuşuyum.
Bu gördüğünüz sahneler aşağı yukarı her gün tekrarlanıyor.
Annecim bana arka balkonda boyutu minik sevindirme kapasitesi kocaman havuzlar yapıyor. Posted by Picasa

Danseden bebek? yok yok çocuk :)

Annem diyor ki bilgisayarın çevresindeki dağınıklığa bakmayacakmışsınız, sadece benim dans figürüme konsantre olacakmışsınız. Posted by Picasa

09 Ağustos 2006

.. Posted by Picasa
Bu resimde eksik olan şeyi bulun.... Posted by Picasa

"Kakamı" ne demek?

İşte Nikol teyzemle, ya da benim deyimimle "ko ko" ya da "ko ki" kısaca her gün değişen şekilde söylediğim isimle beraber çimlerin üzerindeyiz.
Yeri gelmişken, daha sonra unutulur diye annem sakız kelimesini de nasıl yorumladığımı yazmamı istedi.

"Kakamı", evet arkadaşlar "kakamı". Bu sakız demek.

Sakızların durduğu yer, ki acil durumlarda susturulmam için kullanılmak üzere annemin çantasıdır, gün içinde sık sık dikkat çekmeye çaıtıştığım bir yerdir.

Elimle işaret edip bir şeyler söyleyince annem "sakız mı istiyorsun hayatım," der hep
BEn son hecelerden yola çıkarım.
Sa"kız". Fakat birinci hecede sesli harf işi bozuyor.
Ka olarak algılıyorum.
ikile: kaka,
sonuna da annemin soru ekini ekle
Al sana kakamı'nin deşifresiiiiii Posted by Picasa

06 Ağustos 2006



BU merdivenler kaydırağın tepesine çıkıyor. Oradan cupppppppa ... Posted by Picasa

İzmir'de tuhaf tuhaf kedilerle karşılaştık. BUnlardan birisi PAla REmzi.

REmzi babaannem ile Atilla Dedem'in balkonların gelip giden bir yavrucak... BU haline aldanmayın... Bıyıkları pala ama yürek ve patiler yufka.....

Diğer kedi ise anneannemlerin bahçesine gelen burunlu kedi...TAm anlamıyla burunlu ama, iyice dikkat edin.... Posted by Picasa

Dünyanın En Güzel Plajlarından birindeyim ..

Muhtemelen kelimesini eklememi istedi annem.. Yani ÇEşme Ilıca Plajı için yaptığım Dünyanın En Güzel Plajlarından tanımlaması için.....

Ama ne yapayım biz bu plajı seviyoruz. İnsan sevdi mi gönül gözü ile bakıyor tabi.

Tatilimizde en çok eğlendiğim yerlerden biri işte bu plajdı... Posted by Picasa

Oyun Vakti....

 Posted by Picasa

04 Ağustos 2006

İzmir'in Sahil Bulvarı'nda böyle deliler gibi koşarken ben,

anneannem benim terk ettiğim arabamı sürmekle,

annem de "İşe giderken Nehir içimde, sabah akşam arşınladığım bu yolda şimdi Nehir'in kendisinin koşuşturması ne güzel,"

diye düşünmekle meşgul :) Posted by Picasa

İşte bu da Nikol teyzemin köpeği Zeytin...

Zeytin kadar uslu, edebinle oturan bir köpek daha görmedik biz hayatımızda...

Zavallı Zeytin benim sabır sınavımdan bile geçti....Demek ki iyi köpek :)

Bu arada Nikol demişken (başlıkta), yazarken doğru yazıyor olabilirim ama söylerken koy koy diyorum...
Ne ilgisi var derseniz "Nehir"'i de "hi hi" diye söylediğimi belirtmekte fayda görüyorum arkadaşlar.
2. heceyi al, 2 le :)
hehehe Posted by Picasa

01 Ağustos 2006

Deniz- Kum - Güneş

Başlıktaki üçlemenin kumu ayayklarım altında, günei heryerde, deniz mi, e denizi de gösteriyoruz herhalde :)
Bu arada arkamdaki kumdan kale nasıl ama, afilli değil mi?

Hayır biz yapmadık. AMa annem merka etti yapan teyzeye sordu, nerden aldınız bu kovaları diye...
Teyze malzemeleri İstanbul'dan getirtmiş, ama seneye çocuklar için olanını getirtecekmiş.

BU sözler üzerine biraz daha dikkatle seyrettik, hakkaten kızından ziyade teyzeye iş düşüyordu. Bir de ne kadar uğraşsa da 2. kuleyi bir türlü yapamadı. Sonunda vaz geçti. Ama yine de fotoğraf karemiz için iyi bir fon inşa etmiş oldu...... Posted by Picasa

Babam ile kremçikolataya yumulurken :)

Tatile babam ile başladık, ilk hafta bitti o geri döndü. Bu duruma açıkçası çok bozuldum. İlk günlerde annemle telefonda konuşurlarken yakınına bile gelmedim telefonun. Annem beni çağırınca da çığlıklar attım...

Şimdilik para diye bahsettiğiniz kağıtların benim için hiç önemi yok. Önemli olan sevdiklerimle birlite olmak... Posted by Picasa

Alphan abimin yamacında...

İşte yine Alphan abimle beraberim...
Hep peşindeydim, ve belki de aslında o benim peşimdeydi.. Çünkü ben bahçe kapısını açtım mı site içinde bir depara kalkıyorum, yetişene aşkolsun...O zaman öncelikle Alphan abime aşkolsun :) Posted by Picasa

Özden Dedem

Özden dedem bana çok düşkün. Hiç kucağından indirmiyor. Ben de halimden çok memnunum zaten.
Bana karşı çok anlayışlı ve şefkatli. Bu durumda İzmit'e döndükten sonra bile sokakta gördüğüm her gri arabaya "dedeeeeeeeee,"diye bağırmadan edemiyorum. Umut işte...

Bu arada bu resmi anneannemlerin evinin girişinde yasemin ağacının (belki de ağaç denmiyordur) altında çekti annem. Dedem yasemin çok severmiş, beni de seviyor, o yüzden mi acaba saçıma bir adet yasemin taktı ? Posted by Picasa
Yine dedeciğimin kucağındayım... Posted by Picasa

Reklam kokan hareketler bunlar

 Posted by Picasa

Bahçe Maceralarım

İn çık, koş koş, düş, kalk ...
Hani eskilerin bir deyimi var(mış) git gel Konya 6 saat diye. İşte bahçe de öyle bir şey:)

Elma demeyi öğrendim ben bu Temmuz..
Ancak emmmma gibi söyleyebiliyorum, bu na da şükür tabi :)

Bir de armut ağacı var ki, yanındaki çitten bööööööyle düşecekmiş gibi geriye doğru sarkmak daha zevkli :) Posted by Picasa

Dede Sabrı

BEnim dedem erkek adamdır. Hayatta kimse ona kadınsı bir aksesuar taktıramaz. Ama işte torun hatırı, kafasına kendi kıskaçlı minik tokamı takıyorum takıyorum, sabrını ve sevgisini ölçüyorum: 10 puan veriyorum :)

Not: Alphan abim ve Arzu yengem de yanımızda, dedem çok mutlu :) Posted by Picasa

İki resmin arasındaki farkı bulun...

NEyse siz uğrasmayın ben anlatayım.

Bir resimde anneme direnip kendimi yerlere atıyorum. Diğerinde hanım hanım sandalyede oturuyorum. Aslında annem hangi birinin yaşıma uygun bir davranış olduğu konusunda kararara varamadı...
Sanırım ne biri ne öteki....
orta yolu bulmalı.... Posted by Picasa

Bahçe işleri ile ilgilenmeyi de ihmal etmedim.

Şu yaşımda bile bir kararar vardım arkadaşlar. İnsanlar tatilde bile dinlenmiyor. Nedir bu telaş, nedendir bu hummalı çalışma arzusu bilmem. E görgülü kuşlar gördüğünü işler misali ben de boş durmadım bahçe işleri işe uğraştım.
Çiçekler ruhumu okşuyor da :) Posted by Picasa

Çok şey anlatan resim....

Çeşme'li günler....Bu resmi bir çok şeyi bir arada özetlediği için seviyorum.

Annemlerin sıkça tükettiği kara bir içecek var, en önde onu görüyorsunuz. Onun yanında beni oyalamak için sıkca açtıkları, kendilerinin eski zamanlarda çokça oynadığı ama artık yüzüne hiç bakmadıkları tavla diye birşey.

Ben-annem ve fonda asılı olan atlet, mayo vs...
Daha ne anlatsın bu resim... Posted by Picasa