30 Mayıs 2006

Annem beni uyutmaya çalışıyor ama nafile, o bırakıyor gidiyor, ben 3 battaniye birden sürükleyerek yerlerde... Posted by Picasa

29 Mayıs 2006

Bir pazar gezmesinde annemin en sevdiği pamuk bulutlar önünde :)

Bu aşağıda gördüğünüz gölmüş, adı da Sapanca.
Hava o kadar nettiki annem gözlüklerimi takmış gibiyim dedi :) Posted by Picasa

24 Mayıs 2006

Evet ben bir kelebeğim...

Bir arkadaşım yuva'ya gidiyor. Bu kelebek kanatlarını sene sonu gösterisinde kullanacaklarmış galiba. Bana da taktılar. Annem nedense bu kanatları takınca narin kelebek havasına girmeme çok şaşırdı.

Üzerimde etek olmayabilir ama badimin de etekleri var bence..

Sizce de hoş bir poz vermemiş miyim? Posted by Picasa

22 Mayıs 2006

Fır fır NEhir

Nikol teyzem kargo göndermiş yine.. İçinde yazın giymem için ciciler var.

İlk doğduğum zaman annem ile teyzemin ortak bir görüşü, hatta ilk düşüncesi varmış: "Aman Allahım ayakları ne kadar büyük!"

Sakın bacaklarım ince olduğu için öyle düşünüyor olmayısınız caDILAR...

İşte bu yüzden beni hep kocaman sanıyorlar ve bazen birazcık büyük kıyafetler alıyorlar. Bu kıyafet de öyle bir şey işte. Bayıldım ama yaz sonu ancak giyerim. Yine de bu beni ortaya çıkıp dans etmekten alı koyamaz.

Fırfırlı eteğimle harikayım yahu.

NOt: Annem eteğin belini kıvırdı.

Ayrıca da az önce en bi bebeklik kıyafetlerimden sakladıklarını çıkardı ortaya. Mini mini çoraplarıma bakınca ayak büyüklüğü konusunda bana haksızlık etmiş olduğunu düşündü....



Posted by Picasa

14 Mayıs 2006

Sana Hala Anne demesem de Seni Sevdiğimi Biliyorsun ...

Anneciğime mektup:

Adın Burcu değil biliyorum. Ama ben yine de sana Bucuuuuuuu diye seslenmeyi seviyorum.

Bir itirazın varsa ben kendimi değiştiremem, gel bu günün adını değiştirelim.

"Bucular Günün Kutlu Olsuuuuuun !!!" Posted by Picasa

10 Mayıs 2006

4 soruya yanıt....

Sevgili Vildan beni sobelemiş. Nehir ile ilgili 4 konuda bana soruları var. Yanıtlar şöyle?.

(kim kime adapte oldu anlamında)Adaptasyon:
Adaptasyon sorunu çeken benim galiba. Zaten anlatanne?de dökülüp duruyorum, başlığından da belli. 34 yaşından sonra annelik üzerine ya da genel anlamda annelik üzerine söyleyecek çok sözüm var.

Bir şeyi çok sevip ona adapte oldum mu diye sorgulamak tuhaf bir durum aslında. Sevdiğin şeyi zaten kabullenmişsin demektir. Kabullenmekte zorlandığın şey, hayatına yeni gelen şeye yer açmak için hayatından çıkardıkların olabilir. Örneğin ben şimdilik evde oturuyorum ve bu bana ağır geliyor galiba.

Ama öte yandan benim afacan kızımı bakıcı ellerine bırakmadığım için mutlu değil miyim? Mutluyum tabi ki. Fakat hayat siyahlar ve beyazlar diye ikiye ayrılmıyor . Griler de var.

Uyku: Nehir?in kaçta yattığını söylemeyeceğim :) Bunun nedenini anlattığım bir yazım var sizi oraya yönlendireyim.


Yemek: Ekmek sayfama geçen gün ?minikler için besleyici kekler? diye bir tarif koydum. Yazının girişi:

?Bir anneyi çıldırtmak mı istiyorsunuz? Çocuğunun iştahsız olmasını dileyin yüzüne karşı. Her anne nezle ? grip gibi nedenlerden dolayı evlat ve iştahsızlık kavramlarını hayatında en az bir kere yan yana deneyimlemiştir. Yaşayan bilir bu çok yıpratıcı bir durum.Gün içinde midesine giden gıda toplamda 5-10 kaşık bir şey ise eğer, ona konsantre besinler yedirmeye didinirken bulursunuz kendinizi.Konsantre derken, suni konsantre demek istemedim. Örneğin çorbalarınızın içinde buzdolabında özenle saklanmış tavuk ve makarna suları vardır artık?.?


Bilmem anlatabildim mi?

Usluluk: Bunu da kısaca şöyle anlatayam: Kan sayımı için hastanedeyiz. Nehir?in damarını ilk deldiklerinde kan gayet iyi fışkırıyor. Sonra? yahu az önce böylesine bir hızla fırlayan kan nasıl olur da artık damla damla gelir.

Bebek hemşiresi diyor ki: İşiniz zor, çocuğunuz çok inat. Sinirinden damarındaki kan pıhtılaşıyor.

Evet benim Nehir?im hem inat, hem deli fişek. Ama benim Nehir?im işte ...

Not: Evin deli kedisinin hakkından ancak Nehir gelebilirdi. Dinsiz-imansız meselesi. Bu da son soruya yanıtlardan biri? Posted by Picasa