28 Haziran 2006

Haziran 28, dışarda bir yağmur bir kıyamet...

Özlemişiz aslında bu havaları. Ancak annem beni dışarı çıkarmayı planlarken tam, yağmur yağması benim bile olgunluk sınırlarımı aşmadı değil.

NEyse, ben de oturdum, annemden içecekmişim gibi yaparak kopardığım bardak bardak suyu halının üzerine dökerek, eğlendim.

Bu kadın ya çok saf, ya da arada bana acıdığından bazı şeylere göz yumuyor.... Posted by Picasa

21 Haziran 2006

19 Haziran 2006

Demek bir yıl geçmiş.
Benim için ne kadaaaaaar da uzun bir zaman dilimi.
Geçen yıl bu günlerde annem ile ben, babamın 17 gün arkasından olmak üzere bu şehre geldik.
O günlerde annecim hep gözleri yaşlı dolaşıyordu.

BEnim için annem ve babam neredeyse ev orada... AMa anladım ki büyüklerin kendilerini ait hissettikleri 2 evleri var: Bir kendi evleri bir de kendi annebabalarının evleri.
NEereden nereye.
BEn şimdi bu konuyu ördeklere nasıl bağlayacağım onu merak ediyorsunuz değil mi?
Şöyle ki,
geçen yıl da annem burada ördeklerle resmimi çekmiş, onu hatırlattı bana. BEn de oradan buraya bağlantı kurdum.
Zaten bu yazının altına o resmi de koyacağım. Göreceksiniz ne büyümüşüm ama.
Annem diyor ki maşallah diyecekmişssiniz... Posted by Picasa

Böyle sakin durduğumu zannetmeeeeeeee

Yaramazlık yapmanın bir yolunu buldum.
Anneme güzel pozlar veriyorum, sonra o da hemen bilgisayarın başına geçiyor o resimleri sayfama koymak için, ben de yaramazlık yapıyorum.
Şu an ne mi yapıyorum?
Bana verdiği bir bardak ayranın içine elimi sokuyorum. hehehe Posted by Picasa

13 Haziran 2006

Sepet Sepet Nehir, Bu ne biçim Şiir

Bu sepet dedeciğim Akhisar'da üzümcülerden satın aldığından belli ki içinde üzüm taşınsın maksadıyla üretilmiş...

Anneciğim onu temiz çamaşırları asmak için kullandı uzun süre.

Sonra ben yerlerde sürünüp, oyuncaklarımı parça tesirli bomba gibi sağa sola dağıtmaya başladığımda dağıttıklarımı toplamak maksadıyla kullandı onu..

Ardından bugün, sepetin var olma anlamını biraz daha geliştirdik.
BUrada ayakta durduğuma bakmayın, bir hint fakiri gibi bağdaş kurduğum bu plastik nimeti annem odadan odaya taşıdı.....

Hoş bir tecrübe tabi...

Hmmm acaba annemin beni taşıdığı gibi ben de ayılarımı mı taşısam??? Posted by Picasa

Kitap raflarının önünden ayrılamamak....

Şu annem var ya, bazen kendini bilgisayar önünde kaybediyor.

Bu gibi zamanlarda anlayışlı olmaya ve bir şeylerle ilgilenmeye çalışıyorum.

İşte bu tür zamanları daha kolay atlatmam için bana verebileceginiz en güzel hediyeyi açıklıyorum: Kitaplar... Posted by Picasa

...Ördekli Gün

Apartmanımızın bazı çocukları annelerine baskı yapmışlar ve arka balkonlarında ördek yavrusu büyütme hakkını elde etmişler....

Bu vik sesleri bizim evimizde çınlayamaz çünkü MIrnık bu konuda konuşmamıza bile tahammül edemiyor.

İşte bu yüzden bugun bahçeye indik ben sen o, ha bir de sırtı karalı olan :)

Annem bu leğenle bu kadar içli dışı olmama bozuldu ama huysuzlanmamaya çalıştı...

Felekten bir gün çaldım anlayacağınız.... Posted by Picasa

06 Haziran 2006

Sokaklarda fink atmaya bayılıyorum, ah bir de bıraksalar.
GEnelde beni bıraktıklarında hep ters yöne gidiyormuşum, zapt edilemiyormuşum falan filan.
Bu yüzden arabama bağlı, onların keyiflerini bekliyorum.

Yine de karakterimden ödün vermeyeceğim, ne de olsa ben bağımsız bir akrep burcuyum :) Posted by Picasa
 Posted by Picasa