13 Temmuz 2009

Biraz da Bahçeye çıkalım....


Babamın küçük organik tarlasının önünde poz veriyorum. Bu tarla aslında küçük bir oda büyüklüğünde ama içinde neler neler var söylesem inanmazsınız.
Mısır, domates, biber, kabak, ayçiçeği, fesleğen ve salatalık aklıma gelenler.
Biraz yan tarafta ise karpuzlarımız var. Geçen sene tadını beğendiğimiz bir karpuzun çekirdeklerini bir kenara ayırmıştık. Komşular hibrit- mibrittir onlardan çıkmaz deseler de yılmadık... Yanda gördüğünüz tombiş karpuz yavrusu /ve kareye girmemiş olan arkadaşları- umudun eserleridir efeeeem :)



Dumuş'un kızı Aslan ile, annesi ile çekildiğimiz pozun aynısı....


Kediler çabuk büyüyor. 3 ay evvel bir yavrucuk olan Dumuş'la verdiğimiz poz, Dumuş'un bir ara kaçıp- zannettiğimiz kadar yavru olmaması nedeniyle- hamile kalması sonucu 3 ay sonra yavrusu ile birlikte verilebilir oldu :)


Kedilerle bahçe keyfi....


06 Temmuz 2009

Erdek'i Sevdik...



Annem hayatında ilk defa gittiği Erdek için "Marmara'da Güney'in havası olabiliyormuş demek" dedi. Denizi annemin beklediğinin aksine tertemizdi. Kumu da açıkçası Çeşme Ilıca'yı hiç aratmıyordu.

Dönüş yolunda babama "Ben Erdek'te çok mutluydum!" dedim. Babam bu işe elbette çok sevindi.
İzmir'de normalde Haziran ayı sonu ile beraber çiçeklerini döken mürver ağaçları burada hala çiçek çiçeğe ve mis kokuluydu. Bir dükkan sahibi güzelim ağacı kesmek - budamak yerine güneşliğini kesip ağacı kurtardığı için Erdek annemin kalbinde ayrıca özel bir yere sahip oldu. Annem hem ağaçları hem de ayrıca mürverleri çok sever...

Ağaç deyince merkezdeki koca çınarları da anmamak olmaz.

01 Temmuz 2009

Annemin Kuyruğu MIrnık ve Annemin Yeni Merakı: Çanta Dikmek...





Evde alışık olduğumuz görüntüler vardır.
Bunlardan biri Mırnık'ın annemin gölgesi halinde o nerdeyse onun da orada olmasının oluşturduğu komik enstantaneler...
Siz buna ister kıskançlık deyin ister sevgi, Mırnık annem neyle ilgileniyorsa gider onun üzerine yatar. Resimde her ne kadar yanında yatıyor görseniz de Mırnık'ı zaman zaman lap top'un üzerinde, annemin okuduğu derginin kitabın üzerinde görmek çok olasıdır. Fakat annemin yeni sevdası dikiş makinesi işi Mırnık için biraz zorlaştırdı. Makine üzerine yatılacak gibi değil. Fakat kesme biçme aşamasında kumaşların üzerine yatılmayacağını kim söylemiş?
Herneyse, dikiş makineli resimde komik bir durum var dikkatinizi çekeyim istedim. Kırılan sandalye başı Mırnık'ın yanında suç unsuru gibi duruyor. Sanki bu amansız takibe annem daha fazla dayanamamış ta Mırnık'ın kafasına vurduğu gibi işini bitirmiş gibi. :)
Çanta meselesine gelince kadın delirdi bu konuda bir blog bile açtı: